Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.

AŞIK VEYSEL

Kültür-Sanat yazılar, makaleler, incelemeler, kültür sanat haberleri..
Cevapla
tarikbolat

AŞIK VEYSEL

Mesaj gönderen tarikbolat »

MRB ARKADAŞLAR BUNU SİZLERE PAYLAŞMAK İSTOYORUM YILLAR ÖNCE ARAMIZDAN AYRILAN DEGERLİ BÜYÜMÜZ HOCAMIZ (AŞIK VEYSEL ) YARIN ÖLÜM YILDÖNÜMÜ ALLAHIM YAPMIŞ OLDUGU GÜNAHLARI AFEYLESİN YERİ CENNETİ MEKANI OLSUN DUALARIMIZ KENDİSİYLE SİZLERE GÜZEL BİR SÖZÜYLE VEDA EDİYORUM (BÜLBÜLÜN FERYADI GONCA GÜLE / İNSANIN SEVDASI BİR TATLI DİLE :cry: :( SİZLERİNDE DUALARINI BEKLİYORUM
seyytan
Kıdemli üye
Kıdemli üye
Mesajlar: 1470
Kayıt: Çarşamba, Ekim 26, 2005 22:30
İsim: Metin Çetin
Konum: Aydın

Mesaj gönderen seyytan »

öncellikle seni tebrik ederim.... böyle 1 ustad ı hatırladığın için..dost dost diye nicesine sarıldım benim sadık yarim kara topraktır... allah tan rahmet diliyorum... mekanı cennet olsun...
emirates

Mesaj gönderen emirates »

Büyük bir üstaddır kendisi onu anmak ve düşünmek de büyük inceliktir.Allah rahmet eylesin,eserleriyle zaten sonsuza kadar içimizde yaşayacaktır..
'Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece..'
atila.61

Mesaj gönderen atila.61 »

Kızılırmak can incitme sen bugün
Mübarek aylarda kul bayram eder
Kitabın kavlince daglar al giymiş
Bürünmüş çiçeğe çöl bayram eder

Ve birde rahmetliden

Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa...

Ve rahmet ve rahmet ve rahmet
nilay_14
Üye
Üye
Mesajlar: 461
Kayıt: Pazartesi, Ocak 23, 2006 14:57
İsim: Nilay
Konum: Tekirdağ

Mesaj gönderen nilay_14 »

HAYAL BANA YAKIN YAR BANA UZAK
...
Beni yakan yansın aşkın narına
Gönül düştü bir zalimin toruna
Bakmaz mısın bu Veysel'in zarına
Ah çeker ağlarım yar elim yetmez.
Huber
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 2
Kayıt: Salı, Kasım 14, 2006 12:23
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Huber »

Yarin beyaz gerdanında Türlü türlü haller gördüm
Sıralanmış her yanında Yıldız gibi benler gördüm
Yar ile tenha buluştuk Gizli dertlerimiz açtık
Hayli bir zaman konuştuk Dudağında ballar gördüm.
Dudu diller inci dişler Ahu gözler o bakışlar
Kesme kakül sırma saçlar Zülüfünde teller gördüm.
Elmas küpe kulağında Güller açmış yanağında
Seher vakti dost bağında Taze açmış güller gördüm.
Söylenir sevdan Veysel'i Aşıktır aşığın temeli
Ben o yari görmeyeli Aylar geçti yıllar gördüm...

sevgiyle Anıyoruz Babamızı
yaskaman

Mesaj gönderen yaskaman »

Sivaslı olmamın da etkisiyle belki çok seviyorum ben Aşık Veysel'i, Pir Sultan'ı ve nicelerini..
yakın tarihte Ata'mızın ölüm yıldönümünü kutlamış olmamız vesilesiyle Aşık Veysel'in kendisine yazdığı bir şiiri paylaşmak isterim..

AĞLAYALIM ATATÜRK’E

Ağlayalım Atatürk'e
Bütün Dünya kan ağladı,
Süleyman olmuştu mülke,
Geldi ecel, can ağladı,

Atatürk'ün eserleri,
Söyleyecek bundan geri,
Bütün dünyanın her yeri
Ah çekti, vatan ağladı.

Bu ne kuvvet, bu ne kudret,
Var idi bunda bir hikmet
Bütün Türkler, İnönü İsmet,
Gözlerinden kan ağladı.

Uzatma Veysel bu sözü
Dayanmaz herkesin özü,
Koruyalım yurdumuzu,
Dost değil, düşman ağladı.


Aşık Veysel Şatıroğlu
Kullanıcı avatarı
FDkolik
Üye
Üye
Mesajlar: 249
Kayıt: Çarşamba, Eylül 6, 2006 15:57
İsim: Ayşe Nur

Mesaj gönderen FDkolik »

Dostlar beni hatırlasın

Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer
Ay dolanır yıllar geçer
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...


Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anasi Gulizar, bir yaz günü koy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adini Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, cicegin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kotu kaderine.

Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh'lı Ali Ağa'dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Unlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibes yasındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kotu oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karisi koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.

Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'i, Yunus'u, Emrah'i, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.

Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o... Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.

onu saygıyla ve rahmetle anıyorum her zaman.........
seyytan
Kıdemli üye
Kıdemli üye
Mesajlar: 1470
Kayıt: Çarşamba, Ekim 26, 2005 22:30
İsim: Metin Çetin
Konum: Aydın

Mesaj gönderen seyytan »

Evet asık veysel hakikaden tam bir sanatcı...
kskattack
Üye
Üye
Mesajlar: 98
Kayıt: Cumartesi, Ocak 13, 2007 20:03
Konum: İzmir

Re: AŞIK VEYSEL

Mesaj gönderen kskattack »

GÜZELLİĞİN 10 PARA ETMEZ BU BENDEKİ AŞK OLMASA.... SENİN SEVDAN BAMBAŞKA AŞIK VEYSEL....
Cevapla