Vatan Gazetesi
Haşmet Babaoğlu (09.07.2005)
Aşk verdiği adreste yok peki nerede?
Orta yaşlı, güzel kadın buzlu, naneli limonatasından bir yudum aldıktan sonra gözlerini gökyüzüne dikip mırıldanıyor: "Her şey var ama aşk yok! Ara ki bulasın! Nerdeee!.."
"Bence doğru istikamete bakıyorsunuz" diyorum.
Anlamıyor önce.
"Aşk, zaten gökten zembille inen tek şeydir, aramakla olmaz" diyerek devam edince, rahatlıyor.
Dudaklarının kenarlarına doğru tatlı, olgun, hatta çokbilmiş bir gülümseme yayılıyor...
Ben durmuyorum; en hassas yerinden ama kısa keserek soruyorum: "Aradığınız ne?"
"Aşk."
"Yok, onu sormuyorum. Esas istediğiniz, peşinde koştuğunuz, ihtiyaç hissettiğiniz şey ne?"
***
Aşk üzerine çok konuşuyoruz. Çok yazıyoruz. Hiç itirazım yok!
Fakat aşk veya sevgi, bunlar özünde birer kavram...
Düşünmek, anlamak, tanımlamak, sorgulamak için kavramları kullanmaya mecburuz.
Yine de bilmeliyiz ki hiçbir kavram yaşantının ta kendisi değildir.
O yüzden ara sıra durup kendimize sormalıyız: Adına bir çırpıda aşk veya sevgi deyip geçtiklerimizin altında gerçekte hangi arzuları tatmin arayışı var?
Korkularımız ve endişelerimiz; kazandıklarımız, kaybettiklerimiz; sakladıklarımız ve saklandıklarımız...
Hangisi aşk? Ya da hepsi mi?
Mesela ne isteriz hayattan, sevdiğimizi söylediğimiz kişiden ve sonra da "aşk" adını verip gizleriz bu isteğimizi, kendimizden bile saklamaya çalışırız!
Bir çocuk gibi bağlanmak, yetişkinliğin bütün sorumluluklarını sermek, hayatın tehlikelerine karşı bir kuytuya saklanmak mıdır aradığımız? Ki... Kimseler anlamasın, hatta kendimiz bile daha sonra bunu anlamayalım, unutalım diye "aşk" kılıfı geçiririz üstüne?
Sakın sırf yalnızlığa katlanamadığımız için bir takım "aşk serüvenleri" ni arka arkaya diziyor olmayalım?
Kaç kez yazdım, yine yazayım.
Tanınmış İngiliz psikoanalist Adam Phillips'in eşler arasında sadakat sorununu incelerken karşılaştığı gerçek, benim aşk-meşk konularında da hep kulağıma küpedir.
Şöyle der Phillips: "Ya en güçlü talebimiz sevilmek, anlaşılmak, arzulanmak değil de övülmek ve dolayısıyla övmek ise?.. Kişinin eşine yapabileceği en zalimce şey sadakati becerip de onu varlığından dolayı kutlamayı becerememek, bunu hissettirememektir."
***
"Aşk istiyorum" deyip kendimizi kandırmayalım.
Bir başkasını seçip kalabalığın içinden ayırıp ondan ne istiyoruz? Cesaretimiz varsa bunu soralım asıl...
Güç mü, onaylanma mı veya onunla birlikte hayata isyan mı? Ne?
Bu modern hayatta aşk verdiği adreste oturmuyor artık...
Çoğu zaman en gizli arzularımızın, korkularımızın açık bıraktığı pencereden bir hırsız gibi giriyor içeri...
Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.