Lavinya.Net Panolar

Nerede diyordu yaşlı kadın ; kocamı göreniniz oldu mu ?
Çok sevmişlerdi birbirlerini çok...Yaşlı kadın içi titreyerek ve hep yarından korkarak ne günlere getirmişti sevgisini...Ama şimdi...İşte soruyordu bir gören olmasını umut ederek ; fonda sonbahar yapraklarının hışırtısı.Etraf nasıl da hafif bir buğulu is kokusuna bürünmüş.Yağmur ,toprak ve arabalardan çıkan gazların ortaya çıkardığı bir şehir kokusu bu ...Kasımın o kendine has soğuğu dolaşıyor yaprakların arasında.Bir de sabah ezanını duysanız o vakıt tamam işte yaşıyorum demezsiniz.Sabah ezanını duyamazsınız ama bu vakıt akşama dayanmış bir vakıttır çünkü...
Yaşlı kadın Kadıköy Moda'da yürüyor şimdi ;yo (!) yürümüyor yalnızlığını sürükluyor.O belalı ,is kokan ,soğuk yalnızlığını ...Bazen bu kadar sevip üstelık aynı şidette sevilip kaybettığı için , acılı bir haz duyuyor ruhunun derinliklerinde.Kaç kişi ye nasıp olurdu ki böylesi .İşte kibir insanoğlunun ömrümde böyle acı görmedim dediği anda dahi çıkıp gelebiliyordu.Kibir değildi belki de bu peki öyleyse neydi ?Bence inasnoğlu dahi bilmiyordu bu sorunun cevabını...
Yaşlı kadın hala Moda'da sürüklemeye devam ediyordu yalnızlığını...Ve inceden inceye serpiştirmekte olan yağmurdan ıslanmış yaşlı yüzünü arada kaldırıp soruyordu ; < Kocamı göreniniz oldu mu hiç ?!?!?!?! >


eğer gidersen bir yaşlı kadın olacağım Moda'da
ve soracağım HİÇ ama HİÇ utanmadan etrafta kim varsa...
gitme...

çok güzel oldukça etkilendim saol paylaştığın için..

İste hayat yalnız cekilmiyor...Ve ese duyulan ozlem...

belki de sonramı yazmışımdır..bilemiyorum şu an ; içimden çok geldiği dışında bir şey...

teşekkür ederim arkadaşlar

tabiki yalnız çekilmiyor ve yanında sevdiğin insan olmadığı zaman hiç hiç çekilmiyor


ben yaşlanmak istemiyorum!!

gitti.
hiç miyim ?

anlamsızım.

anlamsızlık hiçlik ise ..

evet sinan belki de farklıdır ''hiç'' lik , ''anlamsızlık'' tan...
çünkü ''hiç''liği sen seçiyorsun, tüm hücrelerine yayıldığında,çıkmaz bir leke halıne geldiğini anladığında anlamsızlık...ama ''muş'' gibi yapmaya karar verenler var ki onlar seçmiyorlar ''hiç''liği...
''muş'' gibi yapıyorlar ama seçmıyorlar...