Lavinya.Net Panolar

Bu hikaye böyle bitmezdi ya, neyse. Hep biri beni dinlesin istedim. Anlamasa da olur, dinlesin. Sen dinledin. Hem de bıkmadan sabahlara kadar. Gözlerini ayırmadan üzerimden saatlerce, sabahlara kadar...
Anlamak için çok şey feda ettin kendinden. Olmadı. Sonra kaybetmemek için bu aşkı, anlamış gibi davrandın. Ve ben anladım her şeyi. Ben de fark etmemiş gibi oynadım. En azından dinliyordun beni. Yanlış olan ise anlamanı beklemediğimi söylememe rağmen bu oyundan vazgeçmemendi. Kapılıp gittik. Aylar geçti. İkimizinde aşamayacağı engelleri aştığımızı sanarak ve kendimizi kandırarak sonuna geldik. Sen bitirmedin. Senin için asla bitmeyecekti, biliyordum. Son defa arkama bakamadım, kapıyı kapattığımda kapıya çarpıp yere düşen bardağın sesini duydum yalnızca. Durdum, yere çöktüm. Kalbim, geri dön, diyordu. Çıkıp gittim.
Özledim seni. Yıllar geçti. Başka bir şehirde yine yalnız başıma, korkuyorum. Sen çoktan çocuklarını uyutup dalmışsındır kitaplarına.
Beni de tahmin edersin, değişeceğimi söylemiştin, değişmedim. Hala kırgın şarkılar dinleyip, sahil kafelerinde oturup görmediğim ülkeleri düşlüyorum. Ara sıra aniden yerimden fırlayıp, ilk önüme çıkan otobüse atlayıp başka bir şehre gidiyorum. Ne var orada, kime ne için gittiğimi bilmeden. Belki olmak istemediğimden olduğum yerde. Hiç bir yerde olmak istemediğimden. Bu adanın nesini seviyorum, neden buradayım? Kağıtlar saçılmış her yere, duvarlarda yarım bırakılmış şiirler. (Sana öyle geliyor, derdin hep bitmiş o şiirler)
Özledim seni. Her şehir gidilecek bir yerdir yalnızca, gidilmemiş bir şehir olsun istiyorum. Her şiir bitmemiştir, yanıldın işte, bak bittim.

İnsan bazen anlatamaz ya içindekileri...
Anlatamıyorum...

O şiir hiç bitmez...

Guzel bir yazı...Tebrik ederim...

Bencede söylemek isteyipde söylenemeyen o kadar çok şey var ki..

Çok çok etkileyici ve insanın iliklerine işliyor demek az(!)
İki yabancı ,ikisininde birbirlerinden çaldıkları mutluluk sebebi ayrı...Biri için imkansız bir şey dinler gibi yapmaktan vazgeçmek ki bu onu kaybetmek demek...Belki de ne olcağını bilememek ; bu daha kötü...Ağacın kırılan ,incinen dallarını bağlayıp türlü iplerle ''Heh işte eskisinden daha iyi oldu ''demek.Olmaz...Eskisinden daha iyi olmaz ki...
Ve öbür tarafta diğer kişinin _ki o sensin_ o ağaca bakıp gördüğü çok farklı.Ama yinede bir sevgiyle bakıyorsun onun ağaçla didinişine.Ama uzaktan ,ama farkında olarak...
Ve öylesine farklı yaşadıklarının bir ilişki olması için birbirlerinden çaldıkları...
Çok çok etkilendim ve çıkıp bir dolaşmak lazım bunun üstüne

sevdanın ipini boynuma geçirdim../..hadi gel, it sandalyeyi)

bu nasıl bir gidiş böyle..?
hastalık bulaşmış bir köyü terk eder gibi
suya sabuna karışmadan akıp gider gibi
suç işlemişcesine vatanından kaçar gibi
bu nasıl bir gidiş böyle..?

imge toplamak için mi istila ettin yüreğimi,
batırdın bayrağını göğsüme..?
isteseydin...sana el değmemiş ilhamlar verirdim
gerek yoktu uygarlığımı ateşe vermene

şimdi...küllerinde duman tüten
ve içinde ekmek pişen kerpiç fırınların yıkıldığı,
harabe bir bedende soluk alıyor sevdan
bu muydu istediğin..?
yakışmadı
yakışmadı bu galibiyet erliğine../..sırıttı

can özüm../..yaşlı kurdum../..serserim..
bir zamanlar hasretle bekleyenim
söylesene,
bu nasıl bir gidiş böyle..?

cinayet mahalinden uzaklaşır gibi
kan davalını görüp saklanır gibi
bir evi soymuşcasına pencereden atlar gibi
bu nasıl bir gidiş böyle..?


Pelin ONAY

Söyleyecek sözüm yok. GULCIN, delip geçti bu şiir. Yeni bir hayat şansı verilmeliydi. İkinci bir hayat. Hata yapmadan ya da hata yaptığımızda bizi hemen uyaracak biri olmalı o ikinci hayatta. "Keşke" ne kadar saçma bir kelime.

O kadar çok keşke var ki bazan anlatılacak çok şey vardır çok olduğu için anlatamazsın onun gibi KEŞKELERİ ÇIKARDIM HAYATIMDAN demiş çok ta güzel söyelmiş bence

Keşkeleri çıkardım hayatımdan eyvallahlar bana göre değil artık..
Bana göre değil pişmanlıklar.. ( Şebnem Kısaparmak )

güzel yazı.ellerine sağlık.

sehrikalp teşekkür etmicem , o sıradan yağsız peynir tadındaki kelime az bu içtenliğe . trenlerin çektiği kahır vagonlarımı ve siyah sırt çantamı özledim bir ülkeden bir iç ülkeye... son durak mı ? bilmem daha keşfetmedim....

gidilecek yer yok,kendi yalnızlığımızdan başka...*

bugün gidecek yer işte

paran yoksa gidilecek yer de yoktur

gidilecek yer yok. her durak sen.. bi türlü inemediğim.. inmeme izin vermediğin