Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.

Haldenanlayana...

Derinden Panolarıdır. Lütfen Şiir Yazmayınız.
metalipsis

Haldenanlayana...

Mesaj gönderen metalipsis »

Sadece yazmak denen illetten bir illetli olarak kaçan deli saçması delilereydi sözüm...
için de var mıyım bilmem ancak mağaradakiler kadar ışığa muhtaç ;dışardakiler kadarda ışığa bön bön bakan bir zihniyetin gözleri olarak ben...
haldenanlayana lafım;cümleler arasında kelime helezonlarında kendi nefsini tatmin etmek için yada hoş görünmek için biçimsiz yada manasız arayışları kendinde bulmadan ,başkalarına anlatma sevdasına düşen haldenanlayanlara....
Ben demenin şuurunu biz arama çabasında olup,noktalarda yada virgüllerde boğulmuş maroken koltuk sevdalılarına...
Dağların arasında görünen bu şehri ;güneşin ısıtmaktan ,yağmurun yağmaktan ,hüznün bulamaktan vazgeçtiği vakitlerde ;haldenanlayanlara yazıyorum....
türkülerinde sadece popüler kültürün dilini ve fikrini yada farklı gözükmek ve hissetmek için farklı görünen fikirbaz ruhları dinleyenlere lafım...
Biraz da bana ;cümlelerin uzunluğunun dilin hakimiyetinde olduğu şekilsiz manaların ruhumuzda ifrit cini gibi cirit attığı bizlere lafım...
haldenanlayanlara...
ince bir sitemdir bu...
Sızan düşüncelerin arefesinde büyümek için hırsı kalkan yapan ,yaşamak için dilini kılıç yapan gönülsüzleridir lafım...
Gözlerimiz fiziğin derin kuyularında bahtsız dalışlar yaparken ...
ince bir sitemdir bu yazanlara,görmeyenlere,hissetmeyenlere...
ince bir sitemdir bu yazanlara,görenlere,hissedenlere...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Kısa bir hikayeydi aslında bu;
Karanlıkları ışığın süzgecinden geçirerek bir yerlere ulaşacaktık...
ulaştığımız yerin kendi karanlığımız olduğunu bilmeden!
Ve bu hakikati öğrendiğimizde sadece 3 kişiydik...
Kalanlara selam olsun;
...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

dedi ve başladı;hüzünbaz muhabbetlerin sessiz çağrısı kainatın derinliklerinde...
son bulan düşüncelerini ilmik ilmik dolanan fikirlerinde aradı?
çıkışı yoktu bu kainat yangınından yada benliğinin kendini yakan nefesinden...
hüzün deyip iç çekti;bütük firaklar muhabetlerin içindeki sahipsiz şarkıyı seslendiriyordu...
istanbuldan duymaktaydım...
kal diyen sesler katilim olur:
Varsın açmasın bahçemde çiçek,
Bir fesleğene anlatırım rüyamı,
Şimdi gitmek zamanı...

Hüzün uzaklara ait olup Yakınlara hapsolmaktır...

Şimdi gitmek zamanı buralardan...
Yavaştan toplarım hüznümü, heyecanımı.
Bana ait ne varsa.. Benden başka...
Ve incitmeden...

Hüzün uzaklara ait olup Yakınlara hapsolmaktır
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Bir magara düsün dostum. Girisi boydan boya gün isigina acik bir yeralti magarasi. Insanlar düsün bu magarada. Cocukluktan beri zincire vurulmus hepsi; ne yerlerinden kipirdamalari, ne baslarini cevirmeleri kabil, yalniz karsilarini görüyorlar. Arkalarindan bir * geliyor.. uzaktan, tepede yakilan bir atesten. Atesle aralarinda bir yol var, yol boyunca alcak bir duvar. Gözbagcilari seyircilerden ayiran setleri bilirsin, üzerlerinde kuklalari sergilerler, öyle bir duvar iste... Ve insanlar düsün, ellerinde esyalar: Tahtadan tastan insan veya hayvan heykelcikleri, boy boy, bicim bicim. Bu insanlar duvar boyunca yürümektedirler, kimi konusarak, kimi susarak. Garip bir tablo diyeceksin, hele esirler daha da garip. Dogru.. O esirler ki ömür boyu baslarini ceviremeyecek, kendilerini de, arkadaslarini da, arkalarindan gecen nesneleri de duvara vuran gölgelerinden izleyecekler. Simdi de magarada seslerin yankilandigini düsün.. Disaridan biri konustu mu, esirler gölgelerin konustugunu sanir, öyle degil mi? Kisaca onlar icin tek gercek var: Gölgeler.

Tutalim ki zincirlerini cözdük esirlerin, onlari vehimlerinden kurtardik. Ne olurdu dersin, anlatayim.. Ayaga kalkmaga, basini cevirmege, yürümege ve isiga bakmaga zorlanan esir, bunlari yaparken aci duyardi.Gözleri kamasir, gölgelerini görmege alistigi cisimleri taniyamazdi. Biri, ona: " Ömür boyu gördüklerin hayaldi. Simdi gercekle karsi karsiyasin" diyecek olsa, sonrada esyalari bir bir gösterse,"bunlar nedir" diyecek olsa, sasirip kalir, magarada gördüklerini, simdi gösterilenlerden cok daha gercek sanirdi.

Bir de düsün ki tutsagi magaradan cikarip dik bir patikadan günesin aydinlattigi bölgelere sürükledik. Bagirdi, yanip yakildi, öfkelendi... Kulak asmadik. Gün isigina yaklastikca gözleri daha cok kamasti. Hicbirini secemez oldu gercek nesnelerin. Sonra, yavas yavas alisti aydinliga. Önce gölgeleri fark etti, arkasindan insanlarin ve cisimlerin suya vuran akislerini. Aksam olunca göge cevirdi bakislarini, ayi gördü, yildizlari gördü. Zamanla günesin suya vuran akislerine bakabildi. Nihayet gökteki günese cevirdi gözlerini. Ve düsünmege basladi. Ona öyle geldi ki mevsimleri de, yillari da günes yaratiyor, görünen dünyanin yöneticisi o. Esirlerin magarada gördükleri ne varsa onun eseri. Ve eski günlerini hatirladi. Ne kadar yanlis anlamislardi bilgeligi. Mutluydu simdi, magarada kalan arkadaslarina aciyordu. Eski hayatina, eski vehimlerine dönmemek icin her cileye katlanabilirdi.

Adamin magaraya döndügünü tasavvur et. Karanliga kolay kolay alisabilir mi? Dostlarina hakikati söylese dinlerler mi onu? Agzini acar acmaz alay ederler: "Sen
disarida gözlerini kaybetmissin arkadas. Sacmaliyorsun. Biz yerimizden cok memnunuz. Bizi disari cikmaga zorlayacaklarin vay haline.."

Iste böyle aziz dostum. Sana anlattigim hikaye kendi halimizin tasviridir. Yer altindaki magara: Görünürler dünyasi. Yücelere cikan tutsak, meseller(idea'lar) alemine yükselen ruh...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Ağlamak...
Aşk gibi....
İçimizden birşey...
Taklidi en ağır sahtekârlık ki;
darağaçları bile ödül...

ölmek...
derinden ve battalca
yiten herşeye rağmen
göklere bakarak...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Beni kundağa sarın...
Ya da kefene...

Ya tutun ellerimden; şefkatle yeniden...
Ya yollayın sonsuzluğa bu yorgunluk yerinden...

Bir ezan duymalıyım; çok yakından derinden...
Adımı fısıldasın; kundak ya da kefenden...

Beni uykuya sarın...
Ya da sevgiye...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Bir akşam ışıkların daglara güldüğünü
Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü
Görürsün, hasretiyle sabah ezgilerinin
Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin
Kuşlar öter, uçuşur, yeşil dallara konar
Umutlar yaprak yaprak alevlenirde yanar
Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan
İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan
Rüzgar okşamaktayken annen gibi tenini
Gecenin kolları sessizce yakalar seni
Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını
Anlarsın yanlızlıgını ve yanlız kaldıgını
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Kimse bana insanlara inanmamı söylemedi. -kendileri de dahil- Hiçkimseye inanmamam gerektiğini söylediler. Hayatta en çok şaşırdığım birinin bana inanmadığını söylemesidir. Bense inanmaya devam ettim. Bu da onları şaşırttı galiba. İnanmadıklarını gördüğünüzde ve inanılmayacaklarını anladığınızda onları bırakın. Her oluşumun başı ideal ve fikir buhranıdır..
Ancak herkesin inançsızlık bezirganlığı yaptığı bu devirde bunu kime ve kime karşı söyleyeceğim değilmi? Haklısınız, sadece bana inanın.
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

farzedin ağlıyorsunuz...
sadece gülünç oldugu için değilde, içinizde bir yerlerde unuttugunuz
küf kokulu gerçeklere...
ve birden o hatırlamadıgınız şeylere birer birer önünüze çıkıyor ve keşkeler başlıyor...
kimin için yada neden olduguda mühim değil...
sadece ağlamaya devam ediyorsunuz...
rahatlamanın sadece bilmekten geçmediği bu yokluk bilmecesinde kendini arayan her insan gibi ...
sizde ağlamaya devam ediyorsunuz...
ne zaman yada nerde oldugu mühim değil ...
ağlamaya devam edin...
durdugunuz yeri unuttugunuzda vardıgınız yerde karşınıza çıkanlara,yada orda bekleyenlere...
ağladıgınızıda unutun...
sadece bildiğinizde başınıza gelecekleri bilmediginizde muaf olacagınız gerçeklerden çıkarın...
belkide yanlış söyledim...
siz en iisi ağlamaya devam edin...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Sakınmanın para ettiği iklimlerde,sıradanlık sevdasına tutulmuş insanların hikayesini hep merak etmişimdir.Ancak bu hikayenin sonunu sadece yazan biliyor desem,tutarsızlık;Ki eğer bilmiyor desemde nankörlük oluyor...
Bu karmaşanın içinde durağan olmakda ayrı bir cesaret işi;yaftaların pazar tezgahlarında ucuza satıdığı bu ıstırap mektebinde;ruhlarına bakabildiğin, bazen imrendiğin bazende tiksinti duyduğun bir cinnet yeriydi...

Kendi hikmet dehlizlerinde kaybolan insanların nerede durdugunu yada anladığını düşünmek biraz saf dillilik olsa gerek...
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

göğe baktım gözü yaşlı
yer baktım yer yaşlı
sular bugün kan tadında
eski yeni, büyük küçük, kara kızıl
tüm dertlerim burdalar
sen neredesin?

sen ve kuşlar
gözyaşının gözyaşına
benzediği kadar benziyorsunuz
vurulan bir ceylanın yavrusuna söylediği
şarkıyı söylüyor onlar
bu sabah yine kondular tel örgüye
beni acımla başbaşa bırakmadılar
sen nerdesin?

hava soğuk, dışarda kar yağıyor
her zaman ellerim üşürdü
bugün içim üşüyor
hasretin geldi, hayalin geldi
bak, kokun da geliyor
ey acıların kadını
sen nerdesin?
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Çoğu zaman çıkılan mesafe, gelinen yer, tatmin edici görünür...

Az şey değildir onca yapılan, onca çekilen, onca katlanılan...

Ve iç huzuruyla...

Sonra yukarı bakarsın.

Ama rehavet öngördüğün soluklanma molasını uzattıkça uzatır...

İşte o yer...

Soluklandığın...

Veya takılıp kaldığın...

Bir yer vardır hani takılıp kaldığın...

Çıkılacak yoldan çok, çıktığın mesafeyle oyalandığın...

Daha yukarıda daha muhteşem bir manzara seni beklerken...

Ve gidilecek yere varamadıysan, yolun neresinde olduğunun ne önemi var?
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Ne yazsam, yanacak satırlarım…
Yazdığıma pişman olacağım.
“Yaşamamış gibi” yaşamak zorunda kalmanın ateşindeyim.
Anlaşılmaz bir şey bu…
Ve paylaşılmaz…
Böyle bir hikaye yokmuş aslında…
Destansı bir son beklerken… Sonsuzluğun kucağında buldum kendimi…
Gri ve soğuk…
Sonsuzluk; çağrısız ve beyhude…
Yokluk olan sonsuzluk…
Var edecek olan sondu halbuki…
O “son” içindi her şey…
Ne yazsam yanacak satırlarım, benim gibi…
Anlaşılmaz, paylaşılmaz, bir şey bu.
--
Zaman kaybetmenin acısı değil …
Yanılmanın acısı değil…
Yerine konacak bir şey olmamasının acısı?
Ve vakit kalmamasının…
--
Herkesten farklı hissederken…
Herkesin, farklı olduğunu anlamanın…
--
Kaybetmenin değil…
Bir daha kazanamayacak olmanın acısı…
--
Ne yazsam yanacak satırlarım.
Yazdığıma pişman olacağım…
“Yaşamamış gibi” yaşamak zorunda kalmanın ateşindeyim.
--
Yaşamamış gibi yaşamak!
Bir rüya nasıl kabusa dönerse…
İşte öyle…
Ben bu rüyayı görmediğime nasıl ikna ederim kendimi?
Ve hala rüyadayken üstelik…
Yaşamışken üstelik…
Yaşamamış gibi yaşamak!
--
Zaman kaybetmenin acısı değil bu…
Yanılmanın acısı değil…
Yerine konacak bir şey olmamasının acısı?
Ve vakit kalmamasının…
--
Ne yazsam yanacak satırlarım; benim gibi…
Anlaşılmaz, paylaşılmaz, bir şey bu.
“Yaşamamış gibi” yaşamak zorunda kalmanın ateşindeyim.
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Allahım bu vuslatı hicran etme
Aşkın sarhoşlarını nalan etme

Sevgi bahçesini yemyeşil bırak
Bu mestlere bahçelere kasdetme

Dalı yaprağı vurma hazan gibi
Halkını başı dönmüş zelil etme

Kuşunun yuvasının ağacını
Yıkma da kuşlarını perran etme

Kumunu ve mumunu karıştırma
Düşmanları kör et de şadan etme

Hırsızlar aydınlığın düşmanıdır
Onların işlerini asan etme

İkbal kıblesi yalnız bu halkadır
Umut kabesin öyle viran etme

Bu çadır iplerini öyle katma
Çadır senindir eya sultan etme

Yok dünyada hicrandan daha acı
Ne istiyorsan et de onu etme

!MEVLANA!
metalipsis

Mesaj gönderen metalipsis »

Büyük adam olmak istiyorsan önce istemeli sonra bedelini ödemelisin.Unutma ki büyük adamlar sadece büyük adam olmak isteyenlerin arasından çıkar.Büyük adamların gayeleri,diğerlerinin yalnız istekleri vardır.Gayelerini isteklerinin önüne geçir ki Büyük adam adayları arasına girebilesin.gerçekleştirecegin her işte,o işi yapmaktaki gaye ve düşünceni bir kez daha hatırla ve ona göre harekete geç.Çünki ibretler meşheri olan tarih bize,nice çalımlı girişimlerin ,zamanla gayeden uzaklaşarak vasıtaya mahkum olmakla bedelini ödediklerini göstermiştir.

Beynini problemlerine değil,gayene odakla.beynine sipariş verirken neleri istemediğini değil,neleri istedigini söyle.Çünki beyin tersine konsantre olamaz.Örneğin mutsuz olmak istemiyorum ifadesi beyin için bir hedef olamaz.Mutlu olmak istiyorum ise doğru ancak eksik bir hedeftir.

İnsanlar rüyalarıyla büyür.Bütün büyük insanlar yapmak ve ulaşmak istediklerinin rüyasını gören insanlardır.Sende rüyalarını öldürme,onları besle ve koru ki hedefine ulaşabilesin.

ve en önemlisi
Kendine yapabilecegin en büyük fenalığın ,kendine olan güveni kaybetmen oldugunu asla unutma...
Kilitli