Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.

Mutluluğun Öteki Yüzü

Derinden Panolarıdır. Lütfen Şiir Yazmayınız.
Cevapla
FauL

Mutluluğun Öteki Yüzü

Mesaj gönderen FauL »

Mutluluğun Öteki Yüzü

Biraz sıkıntı, vazgeçilmez bir ögedir. Fırtınalar gök gürültüleri , şimşekler ve üzüntü, bizleri mutluluk ve
neşe kadar zenginleştirir , besler, verimli kılar.
Bu öykü süresinde Tanrı yeryüzünde yaşıyormuş. Gökyüzüne daha sonra taşınmış)

Bir çiftçi Tanrı'nın ziyaretine gelmiş ve şöylesine meydan okumuş :

"Sen Tanrı olabilirsin , dünyayı da sen yarattın .. Peki anladık ama tarımın a-be-ce' sini bilemezsin. Uzun sözün kısası Tanrı'lığına rağmen benden öğrenek bir şeyin var"

Tanrı büyük bir alçak gönüllülükle sorumuş ; Bana ne öneriyorsun? Tavsiyen nedir ?

Bir yıl süreyle beni aksiliklerden koru. Sonunda evrende hiç yoksulluk kalmadığını göreceksin". Diye yanıtlamış çiftçi.
Tanrı, çiftçiye bir yıl süre tanımış. Çiftçinin koşulları çok ağırmış. Fırtına olmayacak, yağmur yağmayacak, tohumları yiyen böcekler olmayacak şiddetli rüzgar esmeyecek...
Uyumlu , düzenli, sorundan yoksun bir yıl olacak.

Zamanla başaklar öylesine uzamış ki, çiftçi sevincinden havalara uçmuş. Güneş istemiş, Tanrı güneşi de emrine pervane etmiş. Yağmur istemiş ; anında yağmur yağmış. Kesilmesini istediğinde ise, gökyüzü kurumuş. Ürün bolluğu açısından mucizevi bir yıl yaşanmış. Ne var ki yalnızca nicelik açısından mucizevi. Çiftçi Tanrı'ya kasılarak şunları söylemiş.

Öyle bol ürün yetiştirdik ki, insanoğlu on yıl süreyle hiç çalışmasa bile, dünya üzerinde hiç açlık olmayacak bundan böyle."

Ama mahsul biçildiğinde, kof olduğu anlaşılmış . İçlerinde tek bir arpa, tek bir buğday tanesi yokmuş. Çiftçi şaşkın , Tanrı'ya sormuş :
”Ne oldu ? Aksilik nerede ? Nerede yanıldım ? ..."

"Çok basit", diye yanıtlamış Tanrı . Mücadeleyi engelledin. Hiç sürtüşme yoktu. Tüm kötülüklerden, güçlüklerden arındırdım mahsulü. Bu nedenle kısır kaldı. Doğada her etkenin bir rolü vardır.
Güçlük çekmeden meyve alınmaz. Fırtına, gök gürültüsü, sağanak, şimşek de gereklidir.
Onlar, ürünün ruhunu , özünü dingin tutarlar. Meselenin anlamı çok derindir. Sürekli mutlu... mutlu... mutluysan , mutluluk anlamını yitirir. Beyaz bir duvarın üstüne, bembeyaz bir tebeşirle yazı yazmak yararsızdır. Ne kadar yazsan kimse bir şey okuyamaz. Gece, gündüz kadar gereklidir.
Acı, üzüntü dolu günler , mutluluk, sevinç dolu günler kadar vazgeçilmezdir. İşte bu gerçeği kavramak da bilinçlenmektir. O zaman sorgu sual biter. Yaşantının ritmidir bu. Çelişki ve ikilemleri kavramaktır.
Yani yaşantının sırrını çözmektir. Eşyanın tabiatını özümsediğin , doğa kanununu çözümlediğin anda senin için gölge kalmaz. Bu aşamaya ulaşan kişide , mutsuzluk bile ışık saçar. Üzüntünün bu türü , düşmanın değil, dostundur. Onun gerekli ve gidici bir arkadaş gibi sevgiyle taşı.


Sıkıntıyı, ileri tarihteki bir mutluluğun habercisi olarak kabullen.
Aksi takdirde yok olur, erir bitersin !...
Misafir

Mesaj gönderen Misafir »

Vay bea güsel birşeymiş.Saolasın
-WaRLocK-

Mesaj gönderen -WaRLocK- »

Adem bu yazdiklarin la roman olurdu dayi . :wink: Gel su ise bir girek
Cevapla