Lavinya.Net Panolar

O cümle geliyor,kafamın içinde dönüyor,dönüyor aklımı başımdan alıyor:
"Ben sebep oldum...
Benim yüzümden...
Kedim ölüyor..."

*******

Eşek Ayşe!
sen nasıl bırakırsın onu?
bunu nasıl yaparsın?
hayatta sevdiklerini asla bırakmayacaksın!dünyanın bir ucuna da gitsen,onları da yanına alacaksın.
eğer...eğer...ona bir şey olursa...sen...sen kendini nasıl affedeceksin?
affedemeyeceksin!
şimdi,ilk uçağa atkayıp hemen dubai ye gideceksin...

******

dur kızım,dur!ne yaptığını sanıyorsun?
nereye gidiyorsun?gidemezsin!
öyle kafanın dikine kendi başına hareket edemezsin.
sen artık bir annesin.
sen gidince 3 saate bir suratına süt süt bakan alya ne halt etsin?

********

ne dedin?
nesi var dedin?
aman tanrım,yerinden mi kalkamıyor?
arka bacakları mı tutmuyor?
oğluş uma ne oluyor?
nasıl olur da yürüyemiyor.bak bakalım,kulakları sıcak mı?
nee,yanıyor mu?
kap hemen bir veterinere götür,hemen...

*******

şu hayatta her şey birden olmuyor.
hep bir şeyler eksik kalıyor.
istanbul da 65 metrekarelik evde,3 aylık bir bebek,bir anne,bir sevgili,bir dadı,bir de leman olmuyor işte...
birbirimizi bıçaklayacak hale geliyoruz bu küçücük evd.
o yüzden oğluş,dubaide inokayla kalmak zorunda kalmıştı.
dövünmem,pişmanlığım o yüzden.
allahım inşallah iyileşir kedim.

*****

dubai de fakirsen,hintli,filipinli ya da siri lankalıysan....
yandın.
bir hiçsin.
resmen kast sistemi işliyor.
köle muamelesi görüyorsun.
ateşler içindeki kedimi taşıyan inoka ya jumeira da kapısını çaldığı milk veteriner," randevusuz geldiniz alamayız" diyor.siri lankalı ya oğluşuma bakmayı reddediyor. " ama nasıl olur,kedi ölmek üzere" diye itiraz ediyor.adam oralı bile olmuyor.inoka ingiliz olsa,nah böyle davranabilir!maalesef 2. veteriner de kötü davranıyor.bir ara punduna getirip,taşla camlarını kırmak istiyorum bu iki hayvan düşmanı veterinerin.
görürsünüz yapacağım...
inoka sri lankalı ama uyanık.zaten memleketinde bilgisayar programcısı,kafayı çalıştırıyor,kedisi olan tanıdık bir ingiliz ev sahibine gidip(kız arkadaşı,o kadının ev işlerini yapıyor)veteriner adresi soruyor,onun referansıyla gidiyor ve allahtan o veteriner kabul ediyor:"neden yürüyemediğini henüz bilmiyorum.kan testi yapmak lazım.ama bu kedi kalp krizi geçiriyor.ilaç yazıyorum,alın eve götürün.hayati tehlikesi sürüyor.ama ne yazık ki,benim kliniğimde yer yok..."

***********

neee kalp krizi mi?
kısmi felç mi?
telefonda ağlıyorum,ne halt edeceğimi bilmiyorum.
sevgilim imdadıma yetişiyor:
"sakin ol ve talat ı ara..."
doğru ya talat...talat,hayat kurtarır...o,bana ne yapacağımı söyler...talat,tani talat gülbay,ailemizin veterineri...oğluşu dubaiye götürürkende bize acayip yardımcı olmuştu....
iki gözüm iki çeşme onu arıyorum.ve bir kere daha imdadıma yetişiyor.birkaç dakika içinde dubai de 24 saat açık olan bir hayvan hastanesi nin adresini veriyor ve "inoka,hemen oğluş u oraya götürsün" diyor."evde kalması iyi değil,sürekli müşahade altında olması gerekiyor."
afallıyorum.
ne yaptı etti,bizi bu kadar kısa zamanda doğru hedefe yönlendirdi.
inoka,Oğluş u kaptı,eliyle koymuş gibi hastaneyi buldu ve oraya götürdü,biz dubai'ye dönünceye kadar oğluş orada kaldı,emin ellerde...

********

siz şimdi hikaye burda bitiyor sanıyorsunuz...
ama yanılıyorsunuz.
kalp krizi falan geçirmemiş oğluş.bunu söyleyen veteriner yanlış teşhis koymuş ( onun da camına taş atılacak ).ama arka bacaklarında eklem iltihabı oluşmuş,sebebi bilinmiyor henüz,bakteriyel olabilirmiş.kan testinin sonuçlarını bekliyoruz,londra dan gelecek....
şuanda antibiyotik alıyor.
ev halkı ona ilaç vereceğiz die helak oluyoruz.
çünkü ilaçtan nefret ediyor.
ama asıl sorun bu haliyle bile oğluş u sürekli kızım alya nın yatağının altında yakalıyor olmam.hangi arada derede fırsatı değerlendiyorsa,o iltihaplı eklemli bacaklarıyla o merdivenleri nasıl çıkıyorsa,çıkıyor,yatağın altındaki yerini alıyor.üstte alya,altta oğluş yatıyor.paniğe kapılmamak elde değil...
gecenin bir yarısı alya nın odasına giriyorum,kızımı kucağıma alıp,yatağın karşısındaki emzirme koltuğuna oturuyorum,bir de ne göreyim,oğluş,antony perkins gibi dikmiş gözlerini bize bakıyor,alya ya ve bana...
"beni niye ayırıyorsunuz,benim yerimde bu oda" dercesine....
alya daha çok bebek,allah korusun,ya farkına varmadan filan yüzüne oturursa...
normalden de kilolu maşallah...
yani en hayırlısı ,henüz ayrı yatmaları...
çözemediğim şu;oğluş bu kadar acılar çekerken,eklem iltihabından iki büklüm olmuşken,nasıl olur da,evin mer5divenlerini çıkıp aradaki kapıyı açıp,alya nın odasına girebilir?bu enerjiyi nereden buluyor?king kong mu bu?ve asıl önemlisi neden benim yanıma değil de,alyanın odasına hamle yapıyor?
belki de bize birşey söylemek istiyor:
"ben onun kardeşiyim...beni de onun kadar sevin lütfen..."

**********


biz de ev halkı olarak,düşündük taşındık ona sevgimizi daha fazla göstermeye karar verdik.eğer alya yı bir seviyorsak,oğluş a iki sevgi gösterisi yapıyoruz...
ve asıl önemlisi,annemin alya için hazırladığı sepeti oğluş a verdik.
o da bebek kokan yeni yatağını pek sevdi,bir güzel yayıldı.
bir göreceksiniz o sepete nasıl taht muamelesi yapıyor...



Ayşe'nin Gözlüğü
hürriyet - yaşam

ee bebek nerde yatıyo??

yazıyı okuduktan sonra aklına bi tek bu mu geldi pesss

e yeni yatak almışlardır heralde,kedinin sepetinde yatırcak halleri yok ya

Bişeyler ayarlamışlardır

ömürsün alkolik

bütün yazımı dağıttın alcholic yaa

başlık kedi olunca aklıma bir olay geldi...bir komşumuz vardı...emekli öğretmen.kapkara bir kedisi vardı...çok severdi...hani bir söz vardır.."KEDİ SİRKE İÇMEZ" diye...komşumuz bunu merak etmiş bu söz doğru mu diye....neden içmez diye....bir çay kaşığı sirkeyi içirmeye çalışmış zorla kediye...kedi içmemiş..neyse zorla içirmiş sirkeyi...sonra kedi bir anda kendini duvardan duvara vurmaya başlamış...ve ölmüş...nedendir bilinmez..içinde asit olduğu için mi ya da ne için bilmiyorum ama siz siz olun...sakın kedinize sirke içirmeyin....

hiçbir zaman hayvan deyip geçmemek lazım en az insanlar kadar duygularını ifade edebiliyorlar hatta kimi zaman daha fazla. Bizim de bir köpeğimiz var yazlıkta kalıyor ve biz ancak hafta sonları gidebiliyoruz( o da yazın ) kışın ayda bir gidince hayvancık özlüyor bizi 1 ay aradan sonra görünce sevinçden ne yapacağını bilemez hale geliyor.Arabanın önünde oturup bizi indirene kadar kımıldamıyor, ağlıyor, tuhaf sesler çıkarıyor...Arabadan inincede hepimizin üstüne atlıyor,ellerimizi,yüzümüzü yalamaya çalışıyor.
Şimdi...sizi bir süredir görmeyen yakınınızla karşılaşsanız o sizi böyle sevgi gösterisiyle karşılar mı? (ellerinizi yalamaması daha hayırlı olur aslında )

biz ailecek kedileri çok severiz (babam hariç ) iki sene önce bi tane dişi kedi almıştık sokaktan daha yavruydu o zamanlar...evimiz bahçeli olduğundan vede bir sürü kedi olduğundan...neyse kedimiz hamile kalmış.tabi biz ilk defa kedi besliyoduk.kedimizde acayiip obur bi kediydi.her gün daha fazla şişiyodu karnı..bizdeçok yemekten şişti zannetmiştik ama meğersem hamileymiş 4 tane doğurdu böyle minik minik kediler çok tatlıydı ama bakımı zor oluyo işte naparsın..

sonra bide onun beyaz renkte çok güzell bi yavrusu vardı biraz acaiip bi kediydii..
...erkek kedilere kur yapıyodu falan sonra attık tabiii...

çok iyi ya...
benimde geçen seneye kadar bi kedim vardı,özel sipariş üstüne doğurtulmuştu ( ) ve evin küçük veliahtı olmuştu birden...ama sonu pek de hoş bi biten bi hikaye olmadığı için devamını kendime saklıyorum