Lavinya.Net Panolar

gerçekten de okumayan bir toplum olduğumuz su götürmez bir gerçektir. bunu sayısal rakamlarla da ifade etmek mümkündür. en genel örneklerden biri : Japonya’da bir kişi yılda 25 kitap okurken, bizde 6 kişi yılda bir kitap okuyormuş. oldukça şaşırtıcı ama gerçek... ve gelelim kitap okumayanların verdiği bahanelere. kimisi sudan sebepler, kimisi kendince mantıklı gerekçeler...

mesela ücretsiz kitap alıp okuyabilmemiz için açılan kütüphanelerin sayısının azlığından yakınmalar ( ki bu kimseler bu kütüphanelerin yerini dahi bilmezler)
ya da bugün çok yorucu bir gündü sonra okurum ne olacak ki diye kendilerine söz vermeler( ancak ne yazık ki bu sözler tutul (A) mamıştır...

vs vs vs.... eğer sizinde şaşırtıcı örnekleriniz varsa yazarsanız sevinirim. teşekkürler...

- Benim o kadar zamanım yok.
- Kim uğraşacak onunla.
- Haftasonu maç var, tv de dizi var...
- (Sinemaya aktarılan romanlar için) Ben onun filmini izledim gerek yok kitaba.
- İşlerim çok yoğun, kendime vakit ayıramıyorum.
- Ağır bir iş o be.
- Çok demode.
- Parama yazık. (Aynı arkadaş günde bir, bir buçuk paket sigara içmektedir)
- Bu yüzyıl fastfood abi, kitap uzun iş ohoo sayfa sayfa ne o öyle.

Bunlar benim birebir duyduğum bahanelerdir.

ve inanın sehrikalp hepsi de haklı gerekçelerdir (!) yanılıyor muyum? ayrıca ilginize teşekkür ederim.

ve bahanelere devam, bunlar da öğrencilik hali;

öğrencilerin yüzde 44’ü derslerden zaman bulamamayı,
yüzde 36’sı okuma alışkanlığının kazandırılmamasını,
yüzde 15 ise kitapların pahalılığını gerekçe gösteriyor.

galiba geriye kalan yüzde 5'lik kısmı ya hakkını vererek okuyor ya da sessizliğini koruyor. ne dersiniz?

Okuyan adam kendisini yazdıklarından, düşünme ve düşündüklerini ifade etme biçiminden, tavırlarından hemen belli eder. Tartışmak için seçtiği konular bile kitap okuyup okumadığını belli eder. Evet, okuyan kesim maalesef azınlıkta. Ayrıca bir de o okuyan kesimin içinde popüler kitaplardan başka kitap okumayanlar vardır ki; onları da ben yarı yarıya okumayan kesime dahil edebilirim.

bahane bu bitmez öyle kolay kolay;

ya kitap okuyup napacaksın, özetini oku hem daha kısa hem de pratik
o kadar yoğunum ki başımı kaşıyacak vaktim olmuyor bari siz okuyun...
kitap fiyatları çok pahalı, korsana da hayır diyorum, ne yapayım, siz akıl verin?
kitap okumak istiyorum ama bir türlü kendimi kitaba verip okuyamıyorum (nedense?)
ya bu kitabın yazı tipi küçük, belki sonra...

Ve en çok güldüğüm de "sen oku bana anlatırsın"

evet, gülünç bir durum gerçekten de.

ya da şöyle denir; sen oku kitabı ama sonra sakın kimseye söz verme, ben okuyacağım der ve bir daha sormaz kitabın bitip bitmediğini çünkü bunu söylediğini hatırlamıyordur bile...

ben bahane üretmiyorum :) okumuyorum.yani çok az okurum. yılda bir kitabı okuyan 6 kişiden biriyimdir en fazla :) ama okumamak mutluluk vermiyor. okuduğum vakitler mutlu olurum hiç mutluluk verici bir hikaye olmasa bile.

yeni insanlarla tanışırsın, gerçek hayatta yaşayamayacağın olaylar yaşarsın, rüyandaki caddede gezersin bazen :) okumak güzel.

şimdi bu başlıktan sonra okumaya karar vermek istiyorum, ama sonradan bahane üretip bırakmaktan korkuyorum :))

sinan, umarım okumaya başlarsın ve hiç bırakmazsın... okuyunca gör bak dünyanda güneşin farklı doğacak, gökyüzün derin mavi olacak, düşlerin kanatlanıp uçacak, duyguların yeni ufuklarla karşılaşacak.... okumak insana huzur verir, birşeylerin farkına varırsın, olayların sıradanlığını görmekten sıkılan gözlerine yeni pencereler açılır. kitap okumayı gerçekten çok seviyorum, okudukça büyüdüğümü, beni ben yapan özelliklerimin arttığını hissediyorum.
umarım bahanen olmaz ve kitap okumayı çok seversin, unutma bahaneler önüne gerilen engellerden başka birşey değildir. engellerini aşman dileğiyle...

Çok farklı düşünüyorum okumak açısından ben..Ben yazmayı severim,okumayı değil..Biliyorum şimdi birçoğunuz; iyi yazmak , çok okumaktan geçer diye geçirdiniz içinden..Ama hayır katılmıyorum ben size..Ne kadar çok okursanız o kadar onlar gibi yazarsınız..Onlar gibi cümle kurmaya başlar,yazma amaçlarınızdan cayarsınız..O yüzden ben yazarım,okumaktan ziyade..Kendimce..

en klasik anket ya da test sorularının başında '' Boş zamanlarınızda ne yaparsanız?'' nedense verilen cevapların büyük bir kısmını;
--Boş zamanlarımda kitap okurum.'' yanıtını veriyorlar.(kitap okumamak için üretilen baheneler hiç son bulmayacağa benziyor)

Oysa kitap okumak bir boş zaman işi değildir, kitap okumak bir gereksinimdir. Elbette okumak kadar yazmak da önemlidir. Okuduklarından etkilenmek kişiye bağlıdır, önemli olan çizilen yolda emin adımlarla ilerlemektir, özgünlüğü bırakmamaktır. Okumakla ne kaybedersiniz,
Okumamakla neleri kaybedersiniz, hiç düşündünüz mü?

Aslında kitap okumayı çok seviyorum.. Fakat derslerim var ve bu sıralar ayıracak vaktim olmuyor..

kitap okumak bence bir spor alanına ilgi duymak gibi birşeydir.bazıları hiç ilgilenmez bazıları ise ara sıra dener sadece.diğerleri için ise kitap nefes almak kadar gereklidir.