Lavinya.Net Panolar

komik bir anınızı anlatırmısınız?

kimse niye yazmıyor hiç komik bir anınız olmadımı:?:?:?:?

arkadaşımla okulun son günü bir yere gidecektik. üst geçitten geçtik ve merdivenlerden iniyoruz... arkadaşım kaydı ve düştü... lanet olsun düşmelere o kadar gülerim ki... gün boyu gülmüştüm ama o an çığlık çığlığa kahkahalarımıza herkes şaşırıyordu... pek komik olmayabilir ama güzel bir hatıramdı bu.. aslında aklıma gelmezdi ama bu gün iki kez o üst geçitten geçtim ve aklıma geldi şimdi bile gülüyorum...

iki sene önce arkadaşlarla okuldan dönüyorduk servisle, bizim ineceğimiz durakta durduk, kalktık kapıda bekliyoruz kapı açılmadı bir türlü. durakta da kırmızı ışık var, yeşil yanınca bizi orada indirmeyip götürecek ileriye. zaten bütün gün okulda yorulmuşum herhalde, çantamı çapraz takıp tek ayağımı sabırsız şekilde sallayarak açılır mısın lütfen demişim. dedim yani ama ben sadece bunu söylediğimi hatırlıyorum ben sustuğum anda otobüsün arka tarafında bir kahkaha koptu. ama ben bana güldüklerini anlamıyordum bana göre gayet normal bişeydi çünkü bu açılsana be salak filan demek yerine biraz nezaket göstermiştim ama arkadaşlar buna alışık değilmiş ertesi gün okulda herkes omzuna çanta takıp ayağını sallayarak açılır mısın lütfen diyordu seslerini incelterek. ve ben beşinci kezden sonra ancak beni taklit ettiklerini anladım o zamandan beri benimle dalga geçiyorlar

yine koca bir tatil bitmiş istanbula geri dönmek üzere hava limanındayım ailemle vedalaştım kontrollerden geçtim ve koltuğuma oturdum. kahrolası şu uçağın kalkış anından çok korkuyorum o hani koltuğa gömülüyorsunuz ya işte o zaman ömrümden ömür gidiyor benim. neyse işte tam o anda kotuğu o kadar sıkmışım ki koltuktan 'ahh' diye bir ses geldi bide baktım yanımda oturan gencin kolunu sıkmaktan morartmışım sadece çocuğun bana sert sert baktığını hatırlıyorum. bir özür dilemekle yetindim ve istanbula varıncaya kadar pişmiş pişmiş güldüm

ertesi gün okula gitmek üzere meşhur öğrenci otöbüsü '2' ye bindim. otöbüs her zaman ki gibi çok kalabalık ayakta zor duruyorum. durakta inenler oldu ve boş koltuklardan birine yöneldim. oturken de yanına oturduğum kişiyi bir hayli hırpaladım. dönüp bir özür dileyeyim dedim ama bir de ne göreyim uçaktaki sinirli gözler bana bakıyor zavallı çocuk beni kampüste her görüşünde kaçacak delik arıyor

Beşiktaş'tan Maslak minibüsüne bindim. Amaç sınava yetişmek. Stresliyim, gerginim, ya kalacağım ya da geçip yaz okulundan kurtulacağım.Geçtim en arkaya oturdum. Bir iki durak sonra genç bi çiftle yaşlı bir kadın bindi.Çift yanıma oturdu, kadın da en öne gitti.Zaten bir tek oralar boştu. Son tekrarlarımı yaparken öndeki yaşlı kadının bana seslendiğini duydum:
-- Sakız ister misin yavrum?
--Eeeööö, yok istemiyorum.
Ben bu ne ya diye düşünürken yanımdaki çiftten birisi yerin dibine geçmemi sağlayan cümleyi kurdu:
--Yok hala sağol.
:D

Rezilliklerim bu kadarla da kalmadı. İnşaat Kapısının orda ayağa kalktım ki bir durak sonra olan Fen- edebiyatta rahat rahat ineyim. Şoför de ineceğim sanıp inşaatta durdu. Ben bildiğiniz tepiniyorum olduğum yerde:
--Ya ben diğer kapıda ineceğim.
--(Bana dönüp bön bön bakarak susuyor)
--Burda inmeyeceğim ben ya!
--hffsss
--İlerde kapı var ya hani.... ( öf inip kurtulsam mı düşüncesi)
--Hanımefendi bir beklerseniz yolcu koşuyor da




Sınavdan da geçtim orası ayrı

lise 2 deyim trabzonda voleybol maçları var eczacı başı vakıf bank filan benim voleybolla hiç alakam yok zaten 2 arkadaşım ısrar etti sen de gel biri eczacıbaşını tutuyo biri vakıfbankı neyse maçta ikisnin arasına oturdum bayrak dağıtıyorlar ben de havaya gridim çaktırmıyom bi arkadaşımla eczacıbaşı bir arkadaşımla vakıfbank diye bağırıyorum ama işte kendimi kaptırdığım bir an'GÜNEŞBANK VAKIF SİGORTA' bağırmışım
herkesler bana bakmıştı arkadaşlarım biz onu tanımıyoruz havasındaydı

Dün çalıştım ve 100 ün üzerinde çağrı aldım neyse akşam oldu işten çıktık öyle yağmur yağıyor ki göz gözü görmüyor. Bizi alacak olan servis gelmemiş o arada servisin gelmediğinden habersiz ortalıklarda dolanıyorum. Bir servis görevlisi bulup hangi araçta olduğumu sordum. Adamcağız herkese laf anlatmaktan yorulmuş benden servisdeki iki kişinin adını söyleyip onları bulmamı rica etti. Hasene isimli bir arkadaşın telefonunu alıp aradım. Amacım bir an önce bulayımda eve gideyim. Telefon uzun uzun çaldı ama açılmadı o sırada arkadaşı gördüm yanına gidip söyledim. Neyse biz yola çıktık o sırada telefonum çaldı baktım yabancı bir numara telefonu açtım. "Efendim" diyerek telefonu açtım. Diyalog aynen şu:
- Efendim
-Kiminle görüşüyorum
-Burcu ben siz kimi aramıştınız??
(bu arada sesi ve konuşma tarzını bir yerden tanıyorum ama kim olduğunu çıkaramadım) Derken bir şimşek çaktı ve arkamı döndüm...
-Hasene!!!???
O an olan oldu ve aracın içindeki herkes gülmekten kırıldı Ben en önde oturuyorum ve hemen arkamdaki koltukda Hasene...güler misin yoksa aptallığıma ağlar mısın bilemedim

Daima hatırlayacağım çocukluk anılarımdan bir tanesi. Elime ipi almışım, ağaca asıp çam ağacına tırmanmaya çalışıyorum. Bir yandan da düşmeyeyim diye ipi kendime dolamışım. Sonra nasıl olduysa bir anda kendimi ayağımdan aşağıya asılmış buldum ve başladım ağlamaya Sonra beni kim kurtardı pek hatırlayamıyorum, yoldan geçen biriydi sanırım

Bunu yapan gerçekten ben değilim. Anlatıyorum: Efendim, bilirsiniz kadın dergilerinde böyle garip garip karışımlar olur saçlar için. Yok yumurta, yok zeytünyağı, yok badem yağı falan. Saçları kuru olan sevgili kuzenim de böyle bir karışım yapmaya karar vermiş. Halaml beraber oturmuşlar bir güzel saçına sürüp beklemişler. Kuzenim de banyoya gitmiş. Saçında tuhaf yağ karışımları var ya, sıcak suyla yıkayım dah akolay çıkar demiş. Mantıklı mı? Mantıklı. Yıkarken garip kokular gelmeye başlamış. Sonra bakmış saçından beyaz beyaz yumurta parçacıkları çıkıyor:D Sonrası da oturup halamla beraber saçtan pişmiş yumurta ayıklamaca=)

birgün durakta beklerken birileri geldi arkadaşlarını yolcu ediyorlar
-neyse arkadaşlar bindi
-otobüs kalkınca diğerleri el kaldırdı
-bende gelen var deyip otobüsü durdurdum
-meğer diğer arkadaşlarına el sallıyorlarmış
- çok utanmıştım