Bu sitedeki lavinya.net forum/panolar sayfası bölümü 22 yıl önce yani 2002 yılında kurulmuş, 11 yıl önce 2013 yılında ise aktif kullanımı durmuştur. Güncel/yeni paylaşım yoktur. Yalnızca arşiv/nostalji için yayına açıktır.
Sadece Paylaşmak...
sadece kuruntu
sen kendini üzme bence.kendi kendine kuruntu yapıyosun.ülkede o kadar çok cahil varki biz onların yanında üstün zeka kalırız.böyle şeyler zaman içinde olur.kafanı takma.etrafına bi bak ve her zaman kendini üstün gör onlardan ancak o zaman başarılı olursun
Forumda geçen konuları ve mesajları okursan herkesi saygıyla karşıladığımızı ve herkesin içinden geldiği gibi konuşabildiği bir yer olduğunu rahatlıkla görebilirsin. Burası Feridun Düzağaç ve Özdemir Asaf hayranlarından oluşan basit ve güzel bir site, bir forum. Murat ın da sert kuralları çerçevesinde hep de öyle kalacak umarım.
Lonely; bu arada senin konun hakkında yorum yapacak olursak; Türkiye gibi bir ülkede olduğunu sakın unutma. Benim çevremde gördüğüm üniversite mezunu arkadaşlarım iş konusunda çok seçici davranıyorlar. Daha üniversiteyi yeni bitirmiş ve uygulama konusunda neredeyse hiçbir bilgisi olmayan kişiler büyük şirketlerde orta, orta-üst kademede yer bulabileceklerini sanıyorlar. Umarım bu yanlış düşünce sende de yoktur. Çünkü bir yerlere gelebilmek için en aşağılardan gelmiş olmak ya da patronun oğlu/kızı olmak gerekiyor ülkemizde. Bunu daha 17 yaşındayken hem üniversitede okuyup hem de Antalya nın 5 yıldızlı otellerinin en ücra kısımlarında staj yapmış ve şimdi 7 yıl sonra yolu yeni yeni açılmaya başlamış biri olarak söylüyorum. Bir meslekte bir yerlere gelmek istiyorsanız biraz gözünüz kara olmalı ve elbette sabretmeyi bilmelisiniz. Küçük iş büyük iş diye bir şey de yoktur ayrıca, işini sevmek ya da sevmemek vardır. Kariyer demek, sabır demekmiş ben bunu anladım 7 yılda. Düşüncelerini bu şartlar altında tekrar gözden geçirirsen kendini biraz daha mutlu ve umutlu hissedeceğini sanıyorum.
Lonely; bu arada senin konun hakkında yorum yapacak olursak; Türkiye gibi bir ülkede olduğunu sakın unutma. Benim çevremde gördüğüm üniversite mezunu arkadaşlarım iş konusunda çok seçici davranıyorlar. Daha üniversiteyi yeni bitirmiş ve uygulama konusunda neredeyse hiçbir bilgisi olmayan kişiler büyük şirketlerde orta, orta-üst kademede yer bulabileceklerini sanıyorlar. Umarım bu yanlış düşünce sende de yoktur. Çünkü bir yerlere gelebilmek için en aşağılardan gelmiş olmak ya da patronun oğlu/kızı olmak gerekiyor ülkemizde. Bunu daha 17 yaşındayken hem üniversitede okuyup hem de Antalya nın 5 yıldızlı otellerinin en ücra kısımlarında staj yapmış ve şimdi 7 yıl sonra yolu yeni yeni açılmaya başlamış biri olarak söylüyorum. Bir meslekte bir yerlere gelmek istiyorsanız biraz gözünüz kara olmalı ve elbette sabretmeyi bilmelisiniz. Küçük iş büyük iş diye bir şey de yoktur ayrıca, işini sevmek ya da sevmemek vardır. Kariyer demek, sabır demekmiş ben bunu anladım 7 yılda. Düşüncelerini bu şartlar altında tekrar gözden geçirirsen kendini biraz daha mutlu ve umutlu hissedeceğini sanıyorum.
Arkadaşlar sağolun yaa. Bugün karamsarlığım yine su yüzüne çıkmıştı. Sabahtan beri beş karış suratla dolaşıyordum. Siteye girip de forumda cevap olduğunu görünce tek bir msj vardır diye tahmin ettim. Bir sürü mesaj görünce de forum başlığına baktım yanlış forum mu acaba diye. Bir de yazılanları okuyunca ağlayacak gibi oldum .Gerçekten teşekkür ederim.
Haldunbar o sözünü ettiğin yanlış düşünce ben de kesinlikle mevcut değil. Bir yerlere gelebilmenin sadece çalışıp sabretmekle olduğunu biliyorum.Babam 11 yaşında memleketinden kalkıp da İstanbul'a geldiğinde yapmadık iş bırakmamış. Kahvehanelerde çalışmış, ayakkabı boyamış,aynı zamanda da borç parayla okula gitmiş. Şu an çok iyi bir işe sahip. Bana hep sabretmek gerektiğini elbet bir gün istediğim yere gelebileceğimi söylüyor. Biliyor çünkü kendisi de aynı şeyleri yaşamış.
Kısa bir hikaye var anlatmak istediğim.
Zamanın birinde ulu bir kavak varmış.Birgün yanında bir kabak bitivermiş. Sarmaşığını kavağa sarıp uzamış uzamış. Gururundan dile gelmiş kabak ve ulu kavağa sormuş kibirlenerek: "Sen bu boya kaç ayda geldin." Kavak: "10yılda"demiş. Günlerden birgün yaprakları sararıp dökülmeye başlayan kabak:"Ya söylesene bana ne oluyor böyle" demiş. Kavağın vereceği cevap basitmiş. Ölüyorsun demiş benim 10 yılda sabredip geldiğim noktaya sen 2 ayda geldin.
Ayrıca ben bu yaz hiç istemediğim bir işe sırf bir başlangıç olsun. Belki biraz çevre edinirim. Nerede ne iş var. Ne şartlarda personel alıyorlar öğrenirim diye girmeye kalktım. Oda olmadı ya neyse.
Haldunbar umarım sabırla açtığın yolun hiç kapanmaz. Desteğin için sağol.
Haldunbar o sözünü ettiğin yanlış düşünce ben de kesinlikle mevcut değil. Bir yerlere gelebilmenin sadece çalışıp sabretmekle olduğunu biliyorum.Babam 11 yaşında memleketinden kalkıp da İstanbul'a geldiğinde yapmadık iş bırakmamış. Kahvehanelerde çalışmış, ayakkabı boyamış,aynı zamanda da borç parayla okula gitmiş. Şu an çok iyi bir işe sahip. Bana hep sabretmek gerektiğini elbet bir gün istediğim yere gelebileceğimi söylüyor. Biliyor çünkü kendisi de aynı şeyleri yaşamış.
Kısa bir hikaye var anlatmak istediğim.
Zamanın birinde ulu bir kavak varmış.Birgün yanında bir kabak bitivermiş. Sarmaşığını kavağa sarıp uzamış uzamış. Gururundan dile gelmiş kabak ve ulu kavağa sormuş kibirlenerek: "Sen bu boya kaç ayda geldin." Kavak: "10yılda"demiş. Günlerden birgün yaprakları sararıp dökülmeye başlayan kabak:"Ya söylesene bana ne oluyor böyle" demiş. Kavağın vereceği cevap basitmiş. Ölüyorsun demiş benim 10 yılda sabredip geldiğim noktaya sen 2 ayda geldin.
Ayrıca ben bu yaz hiç istemediğim bir işe sırf bir başlangıç olsun. Belki biraz çevre edinirim. Nerede ne iş var. Ne şartlarda personel alıyorlar öğrenirim diye girmeye kalktım. Oda olmadı ya neyse.
Haldunbar umarım sabırla açtığın yolun hiç kapanmaz. Desteğin için sağol.
nehir, aytaç hoşgeldiniz. Az önce söyleyemedim aytaç teşekkürler.
nehirciğim gönül rahatlığıyla içinde birikenleri anlatabilirsin. Burada herkes birbirine gönülden yardım etmeye çalışıyor. Ben daha önce asla konuşamadıklarımı burada anlattım.Bana samimiyetine inandığım cevaplar geldi. Bu da başka bir konuydu görüyorsun işte yine yalnız değilim.
Elimden geldiğince yardımcı olurum. Diğer arkadaşlarında tepkisiz kalmayacaklarına inanıyorum.
Kendinize iyi bakın.
nehirciğim gönül rahatlığıyla içinde birikenleri anlatabilirsin. Burada herkes birbirine gönülden yardım etmeye çalışıyor. Ben daha önce asla konuşamadıklarımı burada anlattım.Bana samimiyetine inandığım cevaplar geldi. Bu da başka bir konuydu görüyorsun işte yine yalnız değilim.
Elimden geldiğince yardımcı olurum. Diğer arkadaşlarında tepkisiz kalmayacaklarına inanıyorum.
Kendinize iyi bakın.
Kenidimi anlatmadan önce lonely sana söylemek istediklerim var ; insan kalbi aslında yerinde durmuyor çoktan çıkmış yerinden. Avucunun içindeduruyor artık. Bu yürek sabrettiğin, umut ettiğin ve bunları yaparken mücadeleni verdiğin yani yerinde saymadığın sürece atıyor. Eğer bırakırsan kendi haline içinden çıktığı gibi avucunun içindende kayıp gidiyor. Şunu bilesin ki güzel günler zorlu duraklardan geçer. Yazılarından anladığım kadarıyla bunu bildiğinden eminim. Ve sana söyleyeceğim son cümlem : hiçbir durakta takılı kalma.
En son nehir tarafından Cumartesi, Ekim 15, 2005 13:16 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Valla aşk-meşk konularında şahsi yorum yapmak beni aşar. Ama bize bu kadar içini döküp anlattığın için ve bizden de gerçekçi cevaplar alacağın için veriyorum bu cevabı, seni üzer mi bilemem ama şahsi görüşüm.
Bir insan halasının oğluyla her ne şartta olursa olsun bir beraberlik yaşamamalı bence, akraba evliliği gibi bir durum bu ülkede bunca insanın başını yakmışken böyle bir yol seçmek saçma geliyor bana. Bence yapman gereken(ki bu tamamen şahsi fikrim) halanın oğlunu halanın oğlu gibi sevmek. Yani dünyada başka hoşlanabileceğin bir insan vardır mutlaka, kaldı ki insan illa birinden hoşlanmak, sevmek, sevilmek zorunda da değil. Nadas da bir seçimdir... Şu aralar bence(yineliyorum bence) yapman gereken de budur. Yani NADAS...
Bir insan halasının oğluyla her ne şartta olursa olsun bir beraberlik yaşamamalı bence, akraba evliliği gibi bir durum bu ülkede bunca insanın başını yakmışken böyle bir yol seçmek saçma geliyor bana. Bence yapman gereken(ki bu tamamen şahsi fikrim) halanın oğlunu halanın oğlu gibi sevmek. Yani dünyada başka hoşlanabileceğin bir insan vardır mutlaka, kaldı ki insan illa birinden hoşlanmak, sevmek, sevilmek zorunda da değil. Nadas da bir seçimdir... Şu aralar bence(yineliyorum bence) yapman gereken de budur. Yani NADAS...
Nehirciğim merhaba iki gündür burada yoktum yazdıklarını ancak şimdi okuyabildim.Bu kadar açık olman büyük bir cesaret kutlarım
Cevabım belki sana yetersiz gelecektir ama bende diğerleriyle aynı düşüncedeyim.Kuzen demek benim için kardeş demek.Böyele evliliklerde yaşanan acılar büyük oluyor. Ben Trabzon'luyum benim sülalemde akraba evlilikleri çok...bunların getirisi sakat çocuklarda (aslında en büyük götürüsü) Hepimiz aşkın bambaşka birşey olduğunun bilincindeyiz.Ama bu durumda aşk farklı bir boyuta taşınıyor.
Hem o madem ki terk-i diyar etmiş demek ki bir şeyleri uzaktan düşünnmeye ihtiyaç duymuş.Onca uzaklaştırma çabalarından sonra senin ona aşık olduğunu söylemen bir çok şeyi bozacaktır. belki şimdi duyacağınız mutlulukdan bir şey farketmeyeceksiniz ama ya sonra...
Bu ülke iyi insanlarla dolu. Eminin bir gün bürüsü kalbinin yarısı olmak için aday olacaktır. Belki o da gittiği yerde böyle birisiyle karşılaşacak.En son söylemek istediğim zamana bırakman..Zaman herşeyin ilacı olduğu gibi buna da çare olacaktır. Gönlünü ferah tut.
Cevabım belki sana yetersiz gelecektir ama bende diğerleriyle aynı düşüncedeyim.Kuzen demek benim için kardeş demek.Böyele evliliklerde yaşanan acılar büyük oluyor. Ben Trabzon'luyum benim sülalemde akraba evlilikleri çok...bunların getirisi sakat çocuklarda (aslında en büyük götürüsü) Hepimiz aşkın bambaşka birşey olduğunun bilincindeyiz.Ama bu durumda aşk farklı bir boyuta taşınıyor.
Hem o madem ki terk-i diyar etmiş demek ki bir şeyleri uzaktan düşünnmeye ihtiyaç duymuş.Onca uzaklaştırma çabalarından sonra senin ona aşık olduğunu söylemen bir çok şeyi bozacaktır. belki şimdi duyacağınız mutlulukdan bir şey farketmeyeceksiniz ama ya sonra...
Bu ülke iyi insanlarla dolu. Eminin bir gün bürüsü kalbinin yarısı olmak için aday olacaktır. Belki o da gittiği yerde böyle birisiyle karşılaşacak.En son söylemek istediğim zamana bırakman..Zaman herşeyin ilacı olduğu gibi buna da çare olacaktır. Gönlünü ferah tut.
Murat merhaba.( Umarım isminle hitap etmemde bir sakınca yoktur. ) Burası yeri değil ama bir şey sormak istiyorum. Üye girişimi yaptım forumları okudum ve cevabımı yazdım. Tam gönder dedim benden yine üye girişi istedi. Tekrar giriş yapıncada yazdıklarımın hepsi gitti. Anladığım kadarıyla uzun bir süre kalınca üyelik düşüyor. Bu gün birkaç kere başıma geldi. Yeni bir uygulama mı yoksa bir sorun mu var?
- Bugfixed
- Site Admin
- Mesajlar: 2607
- Kayıt: Cuma, Haziran 21, 2002 11:11
- İsim: Murat
- Konum: Giresun
- Yaş: 43
- İletişim:
lonely evet ortalama yarım saat hiçbir yere tıklamadan öylece durması boş ekrana yazı da yazsan güvenlik nedeniyle oturum kapanır, yeniden uye girşi istenir. aksi durumda inan senin oturumunu kullanarak bile giriş yapabilirler bunu düşünemk bile kötü ismimle tabiki hitap edebilirsin.
Beklediklerim kalır uçan uçurumlarda..
.Terazinin Hüznü.
.Terazinin Hüznü.
nehir tekrar merhaba ilk önce yalancılık konusunu açıklığa kavuşturalım. bence söylediğin pek de yalan sayılmaz. rahatlaman için bunu düşün.
eğer diyorsan ki onunla konuşmadan yapamam. ben olsam onu arar bundan sonra dost olabilmek adına gerekenleri söylerdim.
sonra öyle hemen herşeyden elini eteğini çekmek de hiç doğru değil.
bunları okurken sadece bir bakış açısı olarak değerlendirmeni istiyorum.bunuda söylemeden edemeyeceğim.
kendine iyi bak
eğer diyorsan ki onunla konuşmadan yapamam. ben olsam onu arar bundan sonra dost olabilmek adına gerekenleri söylerdim.
sonra öyle hemen herşeyden elini eteğini çekmek de hiç doğru değil.
bunları okurken sadece bir bakış açısı olarak değerlendirmeni istiyorum.bunuda söylemeden edemeyeceğim.
kendine iyi bak