Kategoriler
Diğer Toplum Web

Küresel Isınma ve Küresel İklim Değişiklikleri

Özellikle son 15 yıldır herkes bunu konuşuyor. Küresel ısınma ve küresel iklim değişiklikleri. Sebepleri maalesef hepimizin bildiği gibi çoğunlukla insan kaynaklı. En önemli sebebi de yüksek karbon salınımı.
Peki nasıl? Karbondioksit gibi ısıyı tutan gaz türlerinin atmosferde artışıyla birlikte oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olan sera etkisinin sonucunda da, dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artış nedeniyle dünyanın iklimin değişmesi, dengesizleşmesi olarak açıklanabilir. Adı üstünde sera etkisi yaratması.

En fazla etkileyen ise fosil yakıtlar arkadaşlar. Artık araç üreticileri fosil yakıt yani benzin, motorinden vazgeçmeli. Çin ve Hindistan’ın başını çektiği kömür enerjisi ile çalışan termik santrallerin yerini yenilebilir enerji almalı. Yoksa çocuklarımıza bırakacağımız dünya yaşanabilir olmaktan çok uzaklaşacak.

Yenilebilir Enerji
Yenilebilir Enerji Temiz Enerji (Foto: AB BİLİM MERKEZİ)

Peki ya sonuçlar neler? Dünyanın bir tarafında aşırı kuraklıklar, bir tarafında anormal yağışlar, su baskınları/seller, hortumlar gibi maddi manevi kayıpları artık dünya daha fazla vermekte. Yine buzulların daha sık erimesiyle yansıtma görevi de azaldığı için güneşten daha fazla ısı daha fazla radyasyon gelmektedir. Yine buzulların erimesi ile birlikte ortaya çıkan bataklıklarda CO2’den (Karbondioksit) 20 kat daha etkili metanın açığa çıkmasına neden olmaktadır.

Yine denizlerin daha fazla ısınması nedeniyle deniz tabanında depolanmış olan metan hidratın atmosfere karışmasına neden olmaktadır. Dünya genelindeki fosil yakıtların yaklaşık yüzde 45’i kömür kullanımı sonucunda ortaya çıkmakta, yüzde 35’i petrol ve yüzde 20’si de doğalgazdan kaynaklanmaktadır. Doğalgaz da ise başı Rusya çekmektedir. Doğalgazın ana bileşeni metandır. Yine petrolde ise başı Amerika Birleşik Devletleri çekmektedir. Petrol önemli bir sera gazı emisyon kaynağıdır. Ayrıca sızıntılar, patlamalar nedeniyle çevreye verdiği zararı anlatmak kitaplara sığmaz.

Küresel Isınma
Küresel Isınma-Eriyen Buzulların ortasında kalmış bir kutup ayısı. (Bjorn Anders Nymoen, MyShot)

Fosil yakıtlardan sonra insan kaynaklı sera gazı emisyonlarında 2. sırada endüstriyel tarım ve hayvancılık yer almaktadır. Özellikle hayvan dışkılarından çıkan metan gazının miktarı ve çevreye verdiği zarar tüm dünyadaki araçların yaydığı gaz kadardır. Bu muazzam bir rakamdır. Dünya nüfusunun artması ile birlikte endüstriyel hayvancılık sektörü de hızla büyümüş ve karbon salınımı da orantılı olarak hızla artmıştır. Endüstriyel tarıma bir örnek verecek olursak; Hayvansal yem üretiminde kullanılan mineral gübreleri üretmek maksadıyla yakılan fosil yakıtlar ise; örneğin mısır gibi yüksek enerjili ürünlere uygulamak amacıyla, yılda 150 milyon ton yapay azotlu gübre üretilmektedir.

Hızla ormansızlaşma da diğer büyük problemlerden birisidir. Ormanlar dünyadaki kara kütlesinin yaklaşık yüzde 30’unu kaplamaktadır; ancak hızla yok edilmektedir. Son 20 yılda 2 milyon kilometre karelik bir orman alanı yok olmuştur.

Doğal nedenlere gelince volkanik patlamalar, güneş lekelerinde görülen değişimler, milankoviç döngüleri ve levha tektoniği sonucu kıtaların yer değiştirmesi gibi bir takım doğa olayları sonucu yaşanabilir. Dünya üzerinde geçmişte meydana gelmiş küresel iklim değişikleri, doğal nedenlerle meydana gelmiş küresel iklim değişiklikleridir. Bir doğal neden ise aşırı nüfus artış hızıdır. Son 10 yılda dünya nüfusu 1 milyar artmıştır.

Özetle; Küresel ısınma ile oluşan küresel iklim değişiklikleri, azalan biyoçeşitliğe, deniz seviyesinin yükselmesine (son 25 yılda 3cm), ekonomik daralmalara, insan sağlığına (afetlere bağlı olarak ölümler, yaralanmalar, enfeksiyon hastalıkları, göçler, toplumsal sorunlar, salgın hastalıkların artması, alerjik hastalıkların astım gibi artması, salgınların çoğalması, solunum yetmezliği gibi), şiddetli hava olaylarına (Kuraklık, seller, kasırgalar, aşırı sıcaklar gibi) neden olmaktadır.
Bir zincirin halkası gibi kırılan bir halka tüm dengeyi bozmaktadır.

Kuraklık
Global Kuraklık (TAYLOR WEIDMAN—BLOOMBERG/GETTY IMAGES)

Bir kaç örnek; 1999 yılında ABD’nin New York şehrinde ortaya çıkan Batı Nil virüsünün ise, kuşları ısıran Culex pipens sivrisineğinin kuraklık dolayısıyla ortaya çıkan sığ sularda üremesine bağlı olduğu görülmüştür. Sıcak ve kurak 2002 yazında tüm ülkeyi kat eden hantavirüs 230 hayvan ve 138 kuş çeşidini enfekte etmiştir. Aşırı nem ve seller de, 1993’te Mississippi nehri taşkınlarında olduğu gibi, hastalıklara yol açan virüs ve toksinleri ortaya çıkarmıştır. İsveç’te kışların daha ılıman geçmeye başlamasıyla hastalık taşıyan kenelerin kuzeye doğru yayılmaya başladığı, ABD ve Kanada’da da benzer bir değişikliğin olabileceği saptanmıştır. Birçok hastalığın taşıyıcısı olan sivrisineklerin üremesi ısı artışlarına karşı çok hassastır. ABD’nin güneybatısında avcı hayvan nüfusunu azaltan, altı yıl süren kuraklıktan sonra 1993 yılında erken gelen şiddetli yağmurlar kemirgenlerin besini olan bol miktarda çam ağacı meyvesi ve çekirge ortaya çıkarmış, sonuçta artış gösteren beyaz ayaklı fare popülasyonu Amerika kıtasında hantavirüse bağlı hantapülmoner sendromda artışa neden olmuştur.

Peki neler yapılabilir? Az önce bahsettiğimiz gibi öncelikle en acili karbon salınımı azaltmak yani fosil yakıt olayını bitirmek, bitirmeye çalışmak ve yine kömür yakan termik santraller kısıtlanıp yenilebilir temiz yeşil ererjiye geçilmelidir. Varolan orman alanlarını korumak ve çoğaltmak. Çevre kirliliğini minimize edip özellikle okyanusları temiz tutmak. (Plankton ve oksijen varlığı) Yine aşırı buharlaşmayı azaltıp, deniz tabanından yayılan gazın azaltmak. Yenilebilir enerji kaynaklarına yönelmek yani güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji gibi…

Dünyanın hemen her alanında oluşan türlü çeşit afetlere karşı ülkelerin ileriye dönük, çevre ile ilgili etkin hamleler yapması, bu tür kurumlara ödeneklerin artırılması, toplumdaki her bireyin bu konularda bilinçlendirilmesi, orman alanlarının artırarak varolanların korunması, yaşam alanlarının buna göre oluşturulması, karbon salınımını minimize edecek etkin adımların atılması, dere yataklarına ve deniz sahillerindeki yapılaşmanın önüne geçmek can ve mal kayıplarını minimize edecek; gelecek nesillere daha temiz, yaşanabilir bir dünya bırakmamızı sağlayacaktır.

Çevre ile ilgili Kyoto Protokolü 2020 yılında sona ermiştir. Fransa’nın Paris kentinde 2015 yılında 21. Taraflar Konferansı’nda (COP21) ile 2020 yılından sonra geçerli kılınan Paris Anlaşması kabul edilmiştir. Paris antlaşmasının (kısaca küresel sıcaklık artışını 2 hatta 1.5 santigrat derecede tutabilmek için adımlardan oluşuyor) tüm ülkelerin kabul etmesi (195 imza) ancak en önemlisi derhal tüm ülkelerin uygulamaya koymasıdır.

Her ne kadar nükleer enerji santralleri termik santrallerden ve fosil yakıtla üretilen enerjiden çevreye ve atmosfere etkisi daha az ise de; yeni nesil en güvenli şekilde reaktörler kurulsa dahi, oluşabilecek kaza, aptalca deneyler, yapım hataları, depremler gibi etkenlerde oluşabilecek kazalarda çevreye ve insan sağlığına etkileri yüzyıllar süreceği için çok risklidir. Temiz enerji olan rüzgar ve güneş enerjisi tüm dünya elektriğini karşılayabilecek düzeydedir. Tüm ülkelerdeki gibi bizde de maliyetinin diğer enerji kaynaklarından fazla oluşundan dolayı, kısa vadede ülkemizde yeni nesil nükleer santral kurulmaktadır. Kısa bir bilgi: çernobil nükleer enerji santralinin aynısı, aynı yıllarda yapılan ve her an çok riskli durumda burnumuzun dibinde (16km) Ermenistanda bulunmaktadır. Hem çok eski, hem yapım hataları ile dolu hem de fay hattı üzerinde olan bir santraldir. AB kapatması karşılığında 100 milyon euro teklif etmiş ancak 1 milyar euro istediği için vazgeçilmiştir.

Bireysel olarak da atılabilecek yüzlerce adım var arkadaşlar en basitinden evlerimizde normal ampul yerine led ampul kullanabiliriz, enerji tasarruflu elektronik cihazlar alabiliriz. Daha az kırmızı et tüketebiliriz, daha az çiftlik balığı, peynir, hayvansal yağ tüketebiliriz. Arabada doğmuş gibi 500mt lik yola bile araçla değil de yürüyerek veya bisikletle gidebiliriz (Zaten sağlıklı bir vücut için günde en az 1km yürümek gerekir) Sıcak su üretimi için güneş enerji panelleri kullanabiliriz, maddi imkanlar dahilinde konutumuzun enerjisini güneş enerjisi ile sağlayabiliriz. Evlerimize ısı yalıtım sistemleri kurabiliriz. Yıkanan çamaşırlarımızı kurutma makinesinde değil de çamaşır ipinde kurutabiliriz. Çok uzak ülkelerden geldiği belli olan kıyafetler yerine daha yakında üretilmiş olan kıyafetler alabiliriz. Bunlar sadece bir kaçı arkadaşlar bunlar bile büyük oranda katkı sağlayacaktır. Sevgiyle..

Küresel Isınma ile ilgili bir video

Kaynaklar: Wikipedia ve kişisel bilgi ve izlenimler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.